مَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الْآخِرَةِ نَزِدْ لَهُ فِي حَرْثِهِ وَمَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤتِهِ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِن نَّصِيبٍ
men
ve Hz. Musâ demişti
kâne
oldu
yâ kavmi uzkurû
diler, ister
ni'mete Allâhi
Allâh (c.c.)'ın nimetini
el âhireti
üzerinize
iz ceale fî kum
o zaman içinizde kıldı
enbiyâe
peygamberler, nebiler
fî
de, içinde
harsi-hi
melikler, hükümdarlar
ve men
ve kim, kimse
kâne
oldu
yurîdu
diler, ister
harse
ekin, hasat, kazanç
ed dunyâ
dünya
nû'ti-hi
biz ona veririz
min-hâ
ondan
ve mâ
ve yoktur
lehu
onun, ona
fî el âhireti
ahirette
min
den
nasîbin
nasip