وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَفْرَحُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمِنَ الأَحْزَابِ مَن يُنكِرُ بَعْضَهُ قُلْ إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ اللّهَ وَلا أُشْرِكَ بِهِ إِلَيْهِ أَدْعُو وَإِلَيْهِ مَآبِ
vellezîne (ve ellezîne)
ve o kimseler
âteynâ-hum
onlara verdik
el kitâbe
kitap
yefrehûne
sevinirler
bimâ unzile
indirilen şeye
ileyke
sana
ve min el ahzâbi
ve taraftarlardan, gruplardan, hiziplerden
men yunkiru
inkâr eden kimseler
ba'da-hu
onun bir kısmı
kul
de
innemâ
sadece, yalnız
umirtu
ben emrolundum, bana emredildi
en a'bude allâhe
benim Allah'a kul olmam
ve lâ uşrike
ve ben şirk koşmam
bi-hi
ona
ileyhi
ona
ed'û
ben davet ederim
ve ileyhi
ve ona, o
meâbi
meabım, dönüş yerim, dönüşüm, sığınağım