وَالَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ اللّهِ مِن بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَآ أَمَرَ اللّهُ بِهِ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الأَرْضِ أُوْلَئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ
ve ellezîne
ve o kimseler ki
yankudûne
bozarlar
ahdallâhi (ahde allâhi)
Allah'ın ahdini
min ba'di
...dan sonra
mîsâkı-hi
onun misaki
ve yaktaûne
ve keserler
mâ emere allâhu
Allah'ın emrettiği şeyi
bi-hi
ona
en yûsale
ulaştırılmak
ve yufsidûne
ve fesat çıkarırlar
fî el ardı
yeryüzünde
ulâike
işte onlar
lehum el la'netu
lânet onlaradır
ve lehum
ve onlarındır, onlar için vardır
sûu ed dâri
yurdun kötüsü