وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُن لَّهُمْ شُهَدَاء إِلَّا أَنفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ
ve ellezîne
ve o kimseler, onlar
yermûne
atarlar
ezvâce-hum
onların eşleri
ve lem yekun
ve olmadı, yoktur
lehum
onların
şuhedâu
şahitler
illâ
den başka
enfusu-hum
onların kendileri
fe
o zaman
şehâdetu
şahitlik
ehadi-him
onlardan biri, herbiri
erbeû
dört
şehâdâtin
şahitlikler
bi allâhi
Allah'a
innehû
muhakkak ki o
le
muhakkak, mutlaka
min es sâdıkîne
sadıklardan, doğru sözlülerden