وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتَّى يُغْنِيَهُمْ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَالَّذِينَ يَبْتَغُونَ الْكِتَابَ مِمَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ فَكَاتِبُوهُمْ إِنْ عَلِمْتُمْ فِيهِمْ خَيْرًا وَآتُوهُم مِّن مَّالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ وَلَا تُكْرِهُوا فَتَيَاتِكُمْ عَلَى الْبِغَاء إِنْ أَرَدْنَ تَحَصُّنًا لِّتَبْتَغُوا عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَن يُكْرِههُّنَّ فَإِنَّ اللَّهَ مِن بَعْدِ إِكْرَاهِهِنَّ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
velyesta'fif
ve iffetli olsunlar, iffetlerini korusunlar
ellezîne lâ yecidûne
bulamayanlar
nikâhan
nikâh
hattâ
hatta, ..... oluncaya kadar
yugniyehumullâhu
Allah onları gani (zengin) kılar
min fadli-hi
onun fazlından
ve ellezîne
ve o kimseler ki, onlar
yebtegûne
talep ederler, isterler
el kitâbe
yazılı antlaşma, mukatebe
mimmâ (min mâ)
şeyden
meleket eymânu-kum
ellerinizin altında sahip olduğunuz
fe
böylece, o zaman, o taktirde
kâtibû-hum
onlarla mukatebe yapın
in alimtum
eğer bilirseniz
fî-him
onlarda
hayren
bir hayır
ve âtû-hum
ve onlara verin
min mâli
maldan
allahi ellezî
Allah ki o
âtâ-kum
size verdi
ve lâ tukrihû
ve zorlamayın
feteyâti-kum
genç cariyeleriniz
alel bigâi (alâ el bigâi)
fuhşa, zinaya
in eradne
eğer istedilerse (isterlerse)
tehassunen
namusunu korumak, iffetli kalmak
li tebtegû
talep etmek, elde etmek için
arada
dünya malı
el hayâti ed dunyâ
dünya hayatı
ve men yukrıhhunne
ve kim onları zorlarsa
fe
böylece, o taktirde
innellâhe (inne allâhe)
muhakkak ki Allah
min ba'di
sonradan, bundan sonra
ikrâhihinne
onların zorlanmaları
gafûrun
gafûrdur, mağfiret edendir
rahîmun
rahîmdir, rahmet nuru gönderendir,