إِنَّ الَّذِينَ جَاؤُوا بِالْإِفْكِ عُصْبَةٌ مِّنكُمْ لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَّكُم بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُم مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ وَالَّذِي تَوَلَّى كِبْرَهُ مِنْهُمْ لَهُ عَذَابٌ عَظِيمٌ
innellezîne (inne ellezîne)
muhakkak o kimseler, onlar
câû
geldiler
bi el ifki
ifk ile, uydurulmuş iftira ile
usbetun
birbirine destek olan insanlar topluluğu, bir grup
min-kum
sizden, içinizden
lâ tahsebû-hu
onu zannetmeyin
şerren
bir şerr
lekum
sizin için
bel
hayır
huve
o
hayrun
hayırlıdır
lekum
sizin için
li kullimriin (li kulli imriin)
(hepsi, herkes) herbiri için vardır
min-hum
onlardan
mektesebe (ma iktesebe)
kazandığı şey
min el ismi
günahtan
vellezî tevellâ (ve ellezî tevellâ)
ve çeviren, yöneten kimse
kibre-hu
onun büyüğü
min-hum
onlardan
lehu
onun için, ona vardır
azâbun azîmun
büyük azap