أَمْ لَهُمْ نَصِيبٌ مِّنَ الْمُلْكِ فَإِذًا لاَّ يُؤْتُونَ النَّاسَ نَقِيرًا
em
yoksa
lehum
onların var
nasîbun
nasip, hisse, pay
min el mulki
mülk, saltanat, hükümdarlık
fe izen
öyle olsa
lâ yu'tûne
vermezler
en nâse
insanlar
nakîran
çekirdek, hurma çekirdeği (hurma çekirdeği üzerindeki yarık), hurma çekirdeğinin lifi, kıl kadar, zerre kadar