قَالُوا تَقَاسَمُوا بِاللَّهِ لَنُبَيِّتَنَّهُ وَأَهْلَهُ ثُمَّ لَنَقُولَنَّ لِوَلِيِّهِ مَا شَهِدْنَا مَهْلِكَ أَهْلِهِ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ
kâlû
dediler
tekâsemû
(karşılıklı) kasem ediyorlar, yemin ediyorlar
billâhi (bi allâhi)
Allah'a
le
mutlaka
nubeyyitenne-hu
gece baskını (geceleyin baskın) düzenleyelim
ve ehle-hu
ve onun ehli, ailesi
summe
sonra
le
mutlaka
nekûlenne
söyleyelim
li veliyyi-hi
ve onun velîsine, dostlarına
mâ şehidnâ
biz şahit olmadık
mehlike
helâk edilme
ehli-hi
onun ehli, ailesi
ve innâ
ve muhakkak ki biz
le
elbette, gerçekten
sâdikûne
sadıklar, doğru söyleyenler