قَالَ عِفْريتٌ مِّنَ الْجِنِّ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن تَقُومَ مِن مَّقَامِكَ وَإِنِّي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ أَمِينٌ
kâle
dedi
ıfrîtun
ifrit
min el cinni
cinlerden
ene
ben
âtî-ke
sana getiririm
bi-hi
onu
kable
önce
en tekûme
(yerinden) kalkman
min makâmi-ke
makamından
ve innî
ve muhakkak ben
aleyhi
ona
le
muhakkak, mutlaka, elbette
kaviyyun
kuvvetli, güçlü
emînun
emin