فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا السَّاعَةَ أَن تَأْتِيَهُم بَغْتَةً فَقَدْ جَاء أَشْرَاطُهَا فَأَنَّى لَهُمْ إِذَا جَاءتْهُمْ ذِكْرَاهُمْ
fe
o zaman, öyleyse
hel
mi
yenzurûne
bakıyorlar, bekliyorlar, gözlüyorlar
illâ
ancak, dışında, den başka
es sâate
o saat
en te'tiye-hum
onlara gelmesi
bagteten
ansızın
fe
fakat, halbuki
kad
olmuştu
câe
geldi
eşrâtu-hâ
onun işaretleri, alâmetleri
fe
fakat, oysa, artık
ennâ
nasıl olur
lehum
onlar için
izâ
olduğu zaman
câet-hum
onlara geldi
zikrâ-hum
onlara hatırlatma