قَالَ فَإِنَّهَا مُحَرَّمَةٌ عَلَيْهِمْ أَرْبَعِينَ سَنَةً يَتِيهُونَ فِي الأَرْضِ فَلاَ تَأْسَ عَلَى الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ
kâle
dedi
fe inne-hâ
artık muhakkak ki o (orası)
muharremetun
haram kılınmış
aleyhim
onlara
erbaîne seneten
kırk sene
yetîhûne fî el ardı
yeryüzünde şaşkın dolaşacaklar
fe lâ te'se
artık yeise kapılma, üzülme, müteessir olma
alâ el kavmi
kavme
el fâsikîne
fâsıklar