فَانطَلَقَا حَتَّى إِذَا لَقِيَا غُلَامًا فَقَتَلَهُ قَالَ أَقَتَلْتَ نَفْسًا زَكِيَّةً بِغَيْرِ نَفْسٍ لَّقَدْ جِئْتَ شَيْئًا نُّكْرًا
fe
böylece
intalekâ
ikisi gitti (oradan ayrıldı)
hattâ
oluncaya kadar
izâ
olduğu zaman
lekıyâ
ikisi karşılaştılar, rastladılar
gulâmen
(erkek) çocuk
fe
o zaman
katele-hu
onu öldürdü
kâle
dedi
e katelte
sen öldürdün mü
nefsen
bir nefs
zekiyyeten
temiz, masum
bi gayri
olmaksızın
nefsin
bir nefs
lekad
andolsun
ci'te
sen (geldin) yaptın, tahakkuk ettirdin
şey'en
bir şey
nukren
kötü, şeriate uymayan