قَالَ فَإِنِ اتَّبَعْتَنِي فَلَا تَسْأَلْنِي عَن شَيْءٍ حَتَّى أُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا
kâle
dedi
fe
o taktirde
in itteba'te-nî
eğer bana tâbî olursan
fe lâ tes'el-nî
bana soru sorma
an şey'in
bir şeyden
hattâ
oluncaya kadar, olmadıkça
uhdise (hadese)
ben bahsederim : (bahsetti, anlattı)
leke
sana
min-hu
ondan
zikren
zikir, öğüt, kıssa, haber