وَنَزَعْنَا مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ فَعَلِمُوا أَنَّ الْحَقَّ لِلَّهِ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ
ve neza'nâ
ve çekip çıkarttık
min kulli ummetin
bütün ümmetlerden
şehîden
bir şahit
fe
sonra, böylece
kulnâ
biz dedik
hâtû
getirin
burhâne-kum
sizin burhanlarınız, sizin delilleriniz
fe
sonra, böylece
alimû
bildiler
enne
olduğu
el hakka
hak
lillâhi (li allâhi)
Allah'a aittir
ve dalle
ve sapıp uzaklaştı
an-hum
onlardan
mâ
şey
kânû
oldular
yefterûne
uyduruyorlar