وَمَثلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِن فَوْقِ الأَرْضِ مَا لَهَا مِن قَرَارٍ
ve meselu
ve örnek, misal, durum
kelimetin
bir söz, bir kelime
habîsetin
kötü, habis, fena, çirkin
ke şeceretin
bir ağaç gibi
habîsetin
kötü, habis, fena, çirkin
ictusset
kökünden koparıldı
min fevkı el ardı
yerin üstünden
mâ lehâ
onun (için) yoktur
min karârin
yerleşme mekânı, denge, kararlılık