1. Kuran
  2. İBRÂHÎM Suresi
  3. 10. Ayeti

قَالَتْ رُسُلُهُمْ أَفِي اللّهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يَدْعُوكُمْ لِيَغْفِرَ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرَكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى قَالُواْ إِنْ أَنتُمْ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُنَا تُرِيدُونَ أَن تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَآؤُنَا فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

  • kâlet

    dedi

  • rusulu-hum

    onların resûlleri

  • e fî allâhi

    Allah hakkında mı

  • şekkun

    bir şüphe

  • fâtırı es semâvâti

    semaları yaratan

  • ve el ardı

    ve arzı (yeryüzünü)

  • yed'û-kum

    sizi davet ediyor

  • li yagfire

    mağfiret etmek için

  • lekum

    sizi

  • min zunûbi-kum

    günahlarınızdan

  • ve yuahhıre-kum

    ve sizi tehir ediyor, erteliyor, mühlet veriyor

  • ilâ ecelin

    bir zamana kadar

  • musemmen

    belirli

  • kâlû

    dediler

  • in entum

    siz, eğer iseniz

  • illâ

    ancak, sadece

  • beşerun

    bir beşer

  • mislu-nâ

    bizim gibi

  • turîdûne

    istiyorsunuz

  • en tesuddû-nâ

    bizi men etmek, alıkoymak

  • ammâ (an mâ)

    şey(ler)den

  • kâne

    oldu, idi

  • ya'budu

    ibadet ediyorlar

  • âbâu-nâ

    babalarımız

  • fe'tû-nâ

    öyleyse bize getirin

  • bi sultânin

    bir delil, bir sultan, bir mucize

  • mubînin

    beyan olunan, apaçık, açıklanmış, açıkça

İBRÂHÎM suresi - 10. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Peygamberleri, Allah'tan şüphe edilir mi dediler, gökleri ve yeryüzünü yaratandır o; suçlarınızı örtmek ve muayyen vakte dek size mühlet vermek için çağırmada sizi. Siz de dediler, bizim gibi insansanız ancak; bizi atalarımızın taptıklarından vazgeçirmek istiyorsunuz, öyleyse apaçık bir delil gösterin bize.
  • Abdullah Parlıyan

    Peygamberleri onlara: “Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın varlığı ve birliği hakkında şüphe ediyorsunuz haa…” dediler. “Sizi geçmişteki günahlarınızdan dolayı, bağışlamak ve size belirlediği süre bitinceye kadar mühlet vermek üzere, doğru yola çağıran O'dur.” Ama onlar: “Sizler, bizim gibi ölümlü insanlardan başka kimseler değilsiniz” diye cevap verdiler. “Bizi atalarımızın tapınageldiği şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz. Madem öyle, o zaman Allah'ın elçileri olduğunuza dair, açık bir delil getirin bize!”
  • Adem Uğur

    Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin!
  • Ahmed Hulusi

    Rasûlleri demişti ki: "Semâlar ve arzın Fâtır'ı Allâh hakkında kuşku mu? (O), sizin beşeriyetinizin getirisi olan kusurlarınızı bağışlıyor ve ömrünüzün sonuna kadar size müsaade ediyor. " Dediler ki (Rasûllere): "Siz bizim gibi bir beşersiniz (bir mucizevî farkınız yok). . . Atalarımızın tapındıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. . . (O hâlde) bize apaçık bir sultan (mucizevî güç, kanıt) getirin. "
  • Ahmet Tekin

    Onlara gelen Rasuller:'Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında bir şüpheniz mi var? Halbuki, günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak, belli bir süreye, ömürlerinizin sonuna kadar size vâde tanımak için sizi kendisine kulluğa, imana, ibadete, itaate davet ediyor.' dediler. Onlarsa:'Siz sadece bizim gibi bir insansınız. Siz, bizi, atalarımızın tapmış olduğu şeylerden alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse, bize açık bir ferman getirin.' dediler.
  • Ahmet Varol

    Peygamberleri dediler ki: 'Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamak ve size belirli bir süreye kadar mühlet vermek için sizi davet eden Allah hakkında şüphe olur mu?.' Dediler ki: 'Siz de bizim gibi birer insandan başka bir şey değilsiniz. Bizi atalarımızın tapmakta olduklarından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getirin.'
  • Ali Bulaç

    Resulleri dedi ki: "Allah hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
  • Ali Fikri Yavuz

    Peygamberleri de (onlara) şöyle demişti: “- Hiç gökleri ve yeri yaratan Allah’ın birliğinde şüphe edilir mi? O, günahlarınızı bağışlamak için sizi hak dine çağırıyor ve belirli bir vakte kadar size müsaade ediyor.” Onlar da (Peygamberlerine) dediler ki: “- Siz de bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıkları şeylerden (putlardan) çevirmek istiyorsunuz. O halde, doğruluğunu isbat eder açık bir delil bize getirin.”
  • Bayraktar Bayraklı

    Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüpheniz mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve belirli bir vakte kadar tehir edip yaşatmak için sizi çağırıyor.” Onlar dediler ki: “Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz, bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, bu iddianız konusunda apaçık bir delil getiriniz!”
  • Bekir Sadak

    Onlarin peygamberleri: «Gokleri ve yeri yaratan, gunahlarinizi bagislamaya cagiran ve bir sureye kadar sizi erteleyen Allah'tan mi suphe ediyorsunuz?» dediler. Onlar da: «Siz de sadece bizim gibi birer insansiniz; bizi babalarimizin taptiklarindan alikoymak istiyorsunuz. yleyse bize apacik bir delil getirmelisiniz» dediler.
  • Celal Yıldırım

    Peygamberleri onlara dediler ki: «Geçmişte hiçbir örneği ve benzeri olmaksızın gökleri ve yeri yaratan ; günahlarınızdan temizleyip bağışlamak için sizi davet eden ve sizi belli bir süreye kadar (yok etmeyip) geciktiren Allah hakkında mı şüphe ediyorsunuz ?! Onlar, «siz de bizim gibi insansınız, babalarımızın taptıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize açık belge ve delil getirin» dediler.
  • Cemal Külünkoğlu

    Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi ediyorsunuz? (Hâlbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar yaşatmak için (imana) çağırıyor.” Onlar da: “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” dediler.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Onların peygamberleri: 'Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz?' dediler. Onlar da: 'Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz' dediler.
  • Diyanet Vakfi

    Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin!
  • Edip Yüksel

    Elçileri: 'Gökleri ve yeri yarıp yaratan ALLAH'tan mı kuşkulanıyorsunuz? Günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve size belli bir süre tanıyor,' dediler. Onlar da, 'Siz, ancak bizim gibi insanlarsınız, atalarımızın tapmakta olduğu şeyden bizi çevirmek istiyorsunuz. Bize açık bir yetki belgesi getiriniz,' dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Resulleri hiç, dediler: Gökleri ve Yeri yaradan Allahda şekk edilir mi? O, sizi günahlarınızı mağrifet etmek için çağırıyor ve müsemmâ bir ecele kadar size müsaade ediyor, siz, dediler bizim gibi bir beşersiniz, bizi babalarımızın taptıklarından çevirmek istiyorsunuz, o halde bize sultası açık bir bürhan getiriniz
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Peygamberleri dedi ki: «Hiç gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe edilir mi? O sizi, günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirli bir süreye kadar size müsaade ediyor.» Onlar da: «Siz de bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıklarından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getiriniz!» dediler.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Peygamberleri dedi ki: «Gökleri ve yeri yaratan, Allah hakkında da şüphe mi var? O, sizi günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirlenmiş bir süreye kadar size müsade ediyor.» Onlar da: «Siz sadece bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize apaçık bir delil getirin!» dediler.
  • Fizilal-il Kuran

    Peygamberleri, onlara «Göklerin ve yerin yoktan varedicisi olan Allah hakkında şüphe olur mu hiç? O bazı günahlarınızı bağışlamak için sizi doğru yola çağırıyor, bu konuda size belirli bir sürenin sonuna kadar mühlet tanıyor» dediler.
  • Gültekin Onan

    Resulleri dedi ki: "Tanrı hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır (fatır); O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
  • Hasan Basri Çantay

    Peygamberleri de şöyle demişdi: «Gökleri ve yeri yaratan, sizi günâhlarınızdan yarlığamak, size muayyen bir vaktâ kadar meydan vermek için (hak dîne) da'vet etmekde olan Allah hakkında mı bir şek»? Onlar da: «Siz de bizim gibi beşerden başka (bir şey) değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir hüccet getirin» demişlerdi.
  • Hayrat Neşriyat

    Peygamberleri dediler ki: 'Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şübhe olur mu? (O,) günahlarınızın bir kısmını sizin için bağışlamak ve sizi(n ecelinizi) belirli bir vakte kadar ertelemek için sizi (îmâna) da'vet ediyor (tâ o vakte kadar size mühlet veriyor).' (Onlar) dediler ki: 'Siz de ancak bizim gibi bir insansınız. Bizi atalarımızın tapmakta olduklarından men' etmek istiyorsunuz; öyle ise bize apaçık bir mu'cize getirin!'
  • İbni Kesir

    Peygamberleri onlara: Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamak için çağıran ve sizi belirli bir süreye kadar tehir eden Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz? demişlerdi. Onlar da: Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Siz; bizi, atalarımızın tapındığı şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse, bize açık bir delil getirin, demişlerdi.
  • Kadri Çelik

    Peygamberleri dedi ki: “Allah hakkında mı şüphe (etmektesiniz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir.” Dediler ki: “Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın tapmakta olduklarından çevirip engellemek istemektesiniz, öyleyse bize apaçık olan ispatlayıcı bir delil getirin.”
  • Muhammed Esed

    Bu toplumlara gönderilen elçiler: "Hiç, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlığından, birliğinden) şüphe edilebilir mi?" dediler, "Sizi (geçmişteki) günahlarınızdan ötürü bağışlamak ve size (belirlediği) bir süre (bitince)ye kadar mühlet vermek üzere (doğru yola) çağıran O'dur! (Ama) onlar: "Sizler bizim gibi ölümlü insanlardan başka kimseler değilsiniz!" diye cevap verdiler, "Bizi, atalarımızın tapınageldiği şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz; madem öyle, o zaman (Allah'ın elçileri olduğunuza dair) açık bir delil getirin bize!"
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Peygamberleri demişti ki: «Gökleri ve yeri yaratan Allah Teâlâ'dan şekk edilebilir mi? Sizi dâvet ediyor ki, sizi günahlarınızdan yarlığasın ve sizi muayyen bir vakte kadar geriye bıraksın.» Dediler ki: «Siz de bizim gibi beşerden başka değilsiniz. Bizi atalarımızın tapar oldukları şeylerden döndürmek istiyorsunuz. O halde bize apaçık bir bürhan getiriniz.»
  • Ömer Öngüt

    Peygamberleri onlara dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve sizi belirli bir vakte kadar bırakıyor. ” Onlar da: “Siz de bizim gibi birer beşersiniz. Siz bizi atalarımızın tapındığı şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin. ” dediler.
  • Şaban Piriş

    Peygamberleri: -Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah’tan mı şüphe ediyorsunuz? dediler. Onlar da: -Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın kulluk ettiklerinden alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz, dediler.
  • Suat Yıldırım

    Peygamberleri onlara: "Hiç gökleri ve yeri yaratan yüce Yaratıcı hakkında şüphe edilebilir mi?O günahlarınızı affetmeye çağırıyor ve muayyen bir süreye kadar size müsaade ediyor, mühlet veriyor." dediler. Onlarsa: "Siz," dediler, "bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın ibadet ettiği tanrılardan vazgeçirmek istiyorsunuz. O halde bize açık delil getirin."
  • Süleyman Ateş

    Elçileri: "Gökleri ve yeri yaratan Allâh hakkında şüphe (edilir) mi? (O), sizin günâhlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi belirtilmiş bir süreye kadar ertelemek için sizi davet ediyor" dediler. Onlar: "Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Bizi, atalarımızın taptığından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getirin!" dediler.
  • Tefhim-ul Kuran

    Peygamberleri dedi ki: «Allah hakkında mı şüphe (etmektesiniz) ? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir.» Dediler ki: «Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın tapmakta olduklarından çevirip engellemek istemektesiniz, öyleyse bize apaçık olan ispatlayıcı bir delil getirin.»
  • Ümit Şimşek

    Peygamberleri onlara dedi ki: 'Gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah hakkında kuşku mu olur? O sizi, günahlarınızı bağışlamak ve ecelinizi belirlenmiş bir vakte kadar geri bırakmak için çağırıyor.' Onlar ise 'Siz de bizim gibi birer beşersiniz,' dediler. 'Atalarımızın taptıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin.'
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt getirin bize!"

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.