1. Kuran
  2. HÛD Suresi
  3. 8. Ayeti

وَلَئِنْ أَخَّرْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِلَى أُمَّةٍ مَّعْدُودَةٍ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحْبِسُهُ أَلاَ يَوْمَ يَأْتِيهِمْ لَيْسَ مَصْرُوفًا عَنْهُمْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ

  • ve le in

    ve eğer, gerçekten

  • ahharnâ

    biz erteledik, tehir ettik

  • an-hum el azâbe

    onlardan azabı

  • ilâ ummetin

    bir ümmete (bir topluma)

  • ma'dûdetin

    sayılı (bir zaman), belli bir müddet

  • le yekûlunne

    muhakkak derler ki

  • nedir

  • yahbisu-hu

    onu (hapseden), tutan, men eden

  • e lâ

    değil mi

  • yevme ye'tî-him

    onlara geldiği gün

  • leyse

    değil

  • masrûfen

    çevrilecek, uzaklaştırılacak

  • an-hum

    onlardan

  • ve hâka

    ve kuşattı

  • bi-him

    onları

  • mâ kânû

    oldukları şey

  • bi-hî

    onunla

  • yestehziûne

    alay ediyorlar

HÛD suresi - 8. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Onların uğrayacakları azâbı, mukadder bir zamana kadar geciktirirsek, bunun teahhuruna da sebep nedir derler. Bilin ki onlara azâbın gelip çattığı gün o azap, artık geriye bırakılamaz ve alay ettikleri musîbet, onları çepeçevre kuşatır.
  • Abdullah Parlıyan

    Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar geciktirecek olsak, “Onu engelleyip alıkoyan nedir?” diyecekler. Bilin ki, azap onlara geldiği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alaya aldıkları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır.
  • Adem Uğur

    Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka "Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.
  • Ahmed Hulusi

    Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler. . . Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır.
  • Ahmet Tekin

    Eğer biz onlara azâbı belli bir süre ertelesek, andolsun:'Onun hemen gerçekleşmesini engelleyen nedir?' derler. Bilin ki, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Alay edip durdukları şeylerin gücü de kendilerini abluka altına almış olacaktır, işlerini bitirecektir.
  • Ahmet Varol

    Onlardan azabı sayılı bir süre için geciktirsek mutlaka: 'Onu alıkoyan nedir?' derler. Haberiniz olsun ki, o geldiği gün artık kendilerinden geri çevrilmez ve alaya aldıkları şey onları kuşatmış olur.
  • Ali Bulaç

    Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
  • Ali Fikri Yavuz

    Eğer ilerideki belirli bir müddete kadar kendilerinden azabı geciktirirsek, o vakit de muhakkak (alay tarzında) şöyle derler: “- Bu azabın inişini engelliyen nedir?” Bilsinler ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden çevrilecek değildir. O alay ettikleri azab da kendilerini sarmış bulunacaktır.
  • Bayraktar Bayraklı

    Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelersek, elbette, “Onun gelmesini engelleyen nedir?” derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır.
  • Bekir Sadak

    And olsun ki, onlarin azabini sayili bir sureye kadar ertelesek, «Onu alikoyan nedir?» derler. Bilin ki, onlara azap geldigi gun, artik geri cevrilmez; alaya aldiklari sey onlari mahvedecektir. *
  • Celal Yıldırım

    Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar geciktirecek olsak, «onu engelleyip alıkoyan nedir?» diyecekler. Bilin ki azâb onlara geldiği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alaya aldıkları şey onları iyiden iyiye kuşatacaktır.
  • Cemal Külünkoğlu

    Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar geciktirecek olsak: “Onu engelleyip alıkoyan nedir?” diyecekler. Bilin ki azap onlara geldiği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alaya aldıkları şey onları iyiden iyiye kuşatacaktır.
  • Diyanet İşleri (eski)

    And olsun ki, onların azabını sayılı bir süreye kadar ertelesek, 'Onu alıkoyan nedir?' derler. Bilin ki, onlara azab geldiği gün, artık geri çevrilmez; alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.
  • Diyanet Vakfi

    Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka «Onun gelmesini engelleyen nedir?» derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.
  • Edip Yüksel

    Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, 'Onu tutan nedir,' derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Ve eğer ilerideki sayılı bir müddete kadar kendilerinden azâbı te'hır edersek o vakıt da mutlak şöyle derler: onu ne men'ediyor? O, onlara geleceği gün kendilerinden çevrilecek değildir, ve o istihzâ ettikleri şey, kendilerini sarmış bulunacaktır
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Eğer kendilerinden ilerideki sayılı bir süreye kadar azabı geciktirecek olsak, mutlaka: «Onu ne engelliyor?» derler. Azap onlara geleceği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alay ettikleri şey kendilerini sarmış olacaktır.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Ve eğer bunlardan bir kısmının göreceği azabı belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, o zaman da «onu engelleyen nedir ki?» diyecekler. İyi bilin ki, o azap onlara geldiği gün kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve o alay ettikleri şey kendilerini kuşatmış olacaktır.
  • Fizilal-il Kuran

    Eğer onların azabını belirli bir sürenin sonuna ertelersek, 'Bu azabı bizden alıkoyan nedir?' derler. Haberleri olsun ki, azabımızla yüzyüze geldiklerinde onu hiç kimse başlarından savamaz, böylece alay konusu ettikleri akıbetin pençesine düşerler.
  • Gültekin Onan

    Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
  • Hasan Basri Çantay

    Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: «Bunu alıkoyan (sebeb) de ne»? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azâb) onları çepçevre kuşatacakdır.
  • Hayrat Neşriyat

    Ve and olsun ki onlardan azâbı sayılı bir müddete kadar ertelesek, mutlaka: 'Ona (o azâbın gelmesine) mâni' olan nedir?' derler. Dikkat edin! (O azab) onlara geleceği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir ve kendisiyle alay etmekte oldukları (azab), onları kuşatmış olacaktır.
  • İbni Kesir

    Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.
  • Kadri Çelik

    Hiç şüphesiz onların azabını sayılı bir süreye kadar ertelesek, muhakkak “Onu alıkoyan nedir?” derler. İyi bilin ki onlara azap geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
  • Muhammed Esed

    Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Ve andolsun ki, eğer onlardan azabı sayılı bir müddete kadar geri bırakacak olsak elbette diyeceklerdir ki: «Onu men eden nedir?» Haberiniz olsun ki, onlara geleceği gün, kendilerinden bertaraf edilecek değildir ve kendisiyle istihzâda bulundukları şey, onları ihata edecektir.
  • Ömer Öngüt

    Andolsun ki biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek: “Onu alıkoyan nedir?” derler. İyi bilin ki onlara azap geldiği gün, bir daha geri döndürülmez. Alaya aldıkları şey de onları çepeçevre kuşatır.
  • Şaban Piriş

    Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar ertelersek: -O'nu engelleyen nedir? derler. Dikkat edin. Alay ettikleri şey onlara geldiği gün; onlardan hiç ayrılmaz ve onları çepeçevre içine alır.
  • Suat Yıldırım

    Şayet biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: "Bu azabı alıkoyan sebep nedir?" derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
  • Süleyman Ateş

    Andolsun onlardan azâbı sayılı bir ümmete (belli bir süreye) ertelesek, "Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir?" derler. İyi bilin ki, o (azâb) başlarına geldiği gün, bir daha onlardan geri çevrilmez ve alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış olur.
  • Tefhim-ul Kuran

    Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelersek, mutlaka: «Onu akılkoyan nedir?» derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
  • Ümit Şimşek

    Onlara göndereceğimiz azabı belirli bir zamana erteleyecek olsak, bu defa da 'Onu alıkoyan ne?' derler. Heyhat! Azap başlarına geldiği gün, bir daha asla geri çevrilecek değildir; artık alaya aldıkları şey kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Ve eğer onlardan azabı, belirlenmiş bir süreye kadar ertelesek, mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Onu erteleyen de ne?" Gözünüzü açın, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini sarmış olacaktır.

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.