وَإِلَى ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ الأَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُّجِيبٌ
ve ilâ semûde
ve Semud kavmine
ehâ-hum
onların kardeşi
sâlihan
Salih
kâle
dedi
yâ kavmi
ey kavmim
ı'budû allâhe
Allah'a kul olun
mâ lekum
sizin için yoktur
min
...dan
ilâhin
bir ilâh
gayru-hu
ondan başka
huve
o
enşee-kum
sizi yarattı
min el ardı
topraktan, arzdan
ve ista'mara-kum
ve size imar ettirdi, mamur hale getirtti (veya size ömür verdi)
fî-hâ
orada
fe istâgfirû-hu
artık ondan mağfiret isteyin (resûlün, mürşidin önünde tövbe edin)
summe
sonra
tûbû
tövbe edin
ileyhi
ona
inne
muhakkak, şüphesiz
rabbî
benim Rabbim
karîbun
yakındır
mucîbun
icabet edendir