يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَومٌ مِّن قَوْمٍ عَسَى أَن يَكُونُوا خَيْرًا مِّنْهُمْ وَلَا نِسَاء مِّن نِّسَاء عَسَى أَن يَكُنَّ خَيْرًا مِّنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوا أَنفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْأَلْقَابِ بِئْسَ الاِسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيمَانِ وَمَن لَّمْ يَتُبْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
yâ eyyuhâ
ey
ellezîne
onlar, olanlar
âmenû
âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
lâ yeshar
alay etmesin
kavmun
bir kavmin
min kavmin
bir kavim
asâ
umulur ki, belki
en yekûnû
olurlar
hayren
daha hayırlı
min-hum
onlardan
ve lâ nisâun
ve kadınlar ..... olmasın, yapmasın
min nisâin
kadınlar
asâ
belki, umulur ki
en yekunne
olurlar
hayren
daha hayırlı
min-hunne
onlardan
ve lâ telmizû
ve ayıplamayın
enfuse-kum
nefsleriniz, birbiriniz
ve lâ tenâbezû
ve çağırmayın
bi
ile
el elkâbi
lâkaplar, takma isimler
bi'se
ne kötü
el ismu
isim
el fusûku
fasık
ba'de
sonra
el îmâni
îmân
ve men
ve kim
lem yetub
tövbe etmez
fe ulâike
işte onlar
hum(u)
onlar
ez zâlimûne
zalimler