وَإِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
ve izâ
ve olduğu zaman
câe-ke
sana geldi
ellezîne yu'minûne
îmân eden kimseler
bi âyâti-nâ
âyetlerimize
fe kul
o zaman söyle
selâmun aleykum
selâm üzerinize olsun
ketebe
yazdı
rabbu-kum
sizin Rabbiniz
alâ nefsi-hi
kendi üzerine
er rahmete
rahmet
enne-hu
muhakkak ki O, öyle ki
men amile
kim yapar
min-kum
sizden
sûen
bir kötülük
bi cehâletin
cahillikle
summe
sonra
tâbe
tövbe etti (mürşidin önünde)
min ba'di-hî
ondan sonra
ve asleha
ve ıslâh oldu
fe enne-hu
o taktirde, muhakkak ki o
gafûrun
gafur, mağfiret eden
rahîmun
rahîm, rahmet nurunu gönderen