قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللّهَ حَرَّمَ هَذَا فَإِن شَهِدُواْ فَلاَ تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَالَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ
kul
de
helumme
getirin
şuhedâe-kum ellezîne
şahitleriniz ki onlar
yeşhedûne
şahitlik ederler
ennallâhe (enne allâhe)
Allah'ın ... yaptığına
harrame
haram kıldı
hâzâ
bunu
fe in
eğer hâlâ, şayet artık
şehidû
şahitlik ettiler
fe lâ teşhed
o zaman, o taktirde sen şahitlik etme
mea-hum
onlarla beraber
ve lâ tettebi'
ve tâbî olma, uyma
ehvâ
hevesler
ellezîne kezzebû
yalanlayan kimseler
bi âyâti-nâ
âyetlerimizi
ve ellezîne
ve onlar
lâ yu'minûne
inanmazlar, îmân etmezler
bi el âhirati
ahirete
ve hum
ve onlar
bi rabbi-him
Rab'lerine
ya'dilûne
ortak koşuyorlar, putları ona adil, eşit, eş tutuyorlar