وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُواْ يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ لَئِن كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَنِي إِسْرَآئِيلَ
ve lemmâ
ve ... olduğu zaman, olunca
vakaa
vaki oldu,vuku buldu
aleyhim er riczu
üzerlerine azap
kâlû
dediler
yâ mûsed'u (mûsâ ud'u)
ey Musa dua et
lenâ
bizim için
rabbe-ke
Rabbine
bi-mâ
o şey ile, sebebiyle
ahide
ahid
inde-ke
senin yanındaki, seni sahip kıldığı ahd
le in
eğer, ... olsa
keşefte
giderdin, kaldırdın
an-nâ er ricze
bizden azabı
le nu'minu-enne
mutlaka inanacağız
leke
sana
ve le nursilu-enne
ve mutlaka göndereceğiz
mea-ke
seninle birlikte, seninle beraber
benî isrâîle
İsrailoğullarını