قُلْ مَا كُنتُ بِدْعًا مِّنْ الرُّسُلِ وَمَا أَدْرِي مَا يُفْعَلُ بِي وَلَا بِكُمْ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ وَمَا أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
kul
de
mâ kuntu
ben değilim
bid'an
kendinden katan, farklı bir şey ortaya çıkaran
min er rusuli
resûllerden
ve mâ edrî
ve ben bilmiyorum, bilemem
mâ
ne
yuf'alu
yapılır, yapılacak
bî
bana
ve lâ
ve olmaz
bi-kum
size
in ... (illâ)
sadece, yanlız
ettebiu
tâbî olurum
(in) ... illâ
sadece, yalnız
mâ
şey
yûhâ
vahyolunur
ileyye
bana
ve mâ ene
ve ben değilim
illâ
ancak, dan başka
nezîrun
uyarıcı
mubînun
açıkça, apaçık