أَفَأَمِنُواْ أَن تَأْتِيَهُمْ غَاشِيَةٌ مِّنْ عَذَابِ اللّهِ أَوْ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
e
mi, mı
fe
artık, bundan sonra
eminû
emin oldular
en te'tiye-hum
onların gelmesi
gâşiyetun
perdeleyen, örten, herşeyi kaplayan
min azâbi allâhi
Allah'ın azabından
ev
veya
te'tiyehumu es sâatu
o saatin (vaktin) onlara gelmesi
bagteten
ansızın, aniden
ve hum
ve onlar
lâ yeş'urûne
farkına varmazlar