1. 54. Ayeti

وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الأَرْضِ لاَفْتَدَتْ بِهِ وَأَسَرُّواْ النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ الْعَذَابَ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْقِسْطِ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ

  • ve lev

    ve olsa

  • enne

    gerçekten, muhakkak ki

  • li kulli nefsin

    her nefs için, her nefsin, ona ait, onun

  • zalemet

    zulmetti

  • mâ fî el ardı

    yeryüzünde ne varsa

  • le iftedet

    mutlaka feda ederdi (etti)

  • bi-hi

    onu

  • ve eserrû

    ve gizlediler, gizlice içlerinde hissettiler

  • en nedâmete

    pişmanlıkları

  • lemmâ

    olduğu zaman

  • reevu el azâbe

    azabı görünce

  • ve kudıye

    ve hükmedildi

  • beyne-hum

    aralarında

  • bi el kıstı

    adaletle

  • ve hum

    ve onlar

  • lâ yuzlemûne

    zulmedilmezler (haksızlığa uğratılmazlar)

YÛNUS suresi - 54. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Zulmeden kişi, yeryüzünde ne varsa hepsine sâhip olsaydı kurtulmak için hepsini de bağışlardı. Azâbı görünce nâdim olurlar ve aralarında adâletle hükmedilir. Zulüm görmez onlar.
  • Abdullah Parlıyan

    Kıyamet günü, yaratılış gayesine aykırı hareket eden herkes, dünyadaki herşey onun olsa, o gün kurtulmak için onu fidye olarak verirdi. Ve o zalimler, kendilerini bekleyen azabı görünce, pişmanlıklarını açıklayacak bir yapıda olurlar veya için için yanarlar. O gün onların arasında, adaletle hükmolunur ve asla haksızlığa uğratılmazlar.
  • Adem Uğur

    (O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.
  • Ahmed Hulusi

    (Kendine) zulmetmiş her nefs (bilinç), eğer yeryüzünde bulunan her şeye sahip olsaydı, elbette onu fidye olarak vermek isterdi! Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını göstermeye hâlleri kalmaz! Aralarında hak ettikleriyle hükmolunmuştur. . . Hak ettiklerinin dışında bir şey yaşamazlar!
  • Ahmet Tekin

    Baskı zulüm işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, İslâm dini aleyhinde propaganda yapan herkes yeryüzündeki bütün servet ve imkâna sahip olsa, cezadan kurtulmak için elbette onu feda eder. Azâbı gördükleri zaman, için için pişmanlık duyacaklar. İşte böyle bir zamanda bile mü’minlerle kâfirler arasında hakları, mükâfatları ve cezalarının tesbiti ile ilgili âdil bir muhakeme yapılarak kararlar icra edilir. Onlara haksızlık da yapılmaz.
  • Ahmet Varol

    Zulmeden her bir can, yeryüzünde olanların tümüne sahip olsaydı bunu fidye olarak verirdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını açığa vururlar. Aralarında adaletle hüküm verilir ve hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.
  • Ali Bulaç

    Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.
  • Ali Fikri Yavuz

    Küfre varmakla zulmeden her nefis, eğer bütün yeryüzündekine sahip olsaydı, azabı gördükleri vakit, hepsi pişmanlığı açığa vurarak kendini kurtarmak için onu mahakkak feda ederdi. Fakat kendilerine zulüm yapılmaksızın, aralarında adaletle (günahları kadar azabla) hüküm verilmesi takdir edilmiştir.
  • Bayraktar Bayraklı

    Zulmeden herkes, yeryüzündeki bütün servete sahip olsa azaptan kurtulmak için elbette onu feda eder ve azabı gördükleri zaman, için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.
  • Bekir Sadak

    Haksizlik etmis olan her kisi, yeryuzunde olan her seye sahip olsa, onu azabin fidyesi olarak verirdi. Azabi gorunce pismanlik gosterdiler. Haksizliga ugratilmadan aralarinda adaletle hukmolunmustur.
  • Celal Yıldırım

    Eğer zulmeden her kişi, yeryüzündeki her şey kendisine ait olsaydı, onu kurtuluş akçesi olarak verirdi. Azabı gördükleri vakit hepsi de için için pişmanlık duydular. Aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa da uğratılmazlar.
  • Cemal Külünkoğlu

    Kendisine zulmetmiş olan herkes, o gün yeryüzünün bütün servetine sahip olsa elbette bunu (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirdi. Onlar azabı gördükleri zaman pişmanlıklarını gizlerler. Oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilir.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Haksızlık etmiş olan her kişi, yeryüzünde olan her şeye sahip olsa, onu azabın fidyesi olarak verirdi. Azabı görünce pişmanlık gösterdiler. Haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur.
  • Diyanet Vakfi

    (O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.
  • Edip Yüksel

    Zulmetmiş bir can yeryüzündeki her şeye sahip olsa, onu fidye olarak vermek isteyecektir. Azabı gördüklerinde derin pişmanlık duyacaklar. Adaletle yargılanacaklar ve onlara zulmedilmeyecektir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Zulmetmiş olan her nefis bütün Arzdakine malik olsa idi, azâbı gördükleri vakıt hepsi içten içe nedamet ederek kendini kurtarmak için onu fedâ ederdi, fakat beynlerinde kaza, adalet ile imza edilmiştir, hiç birine zulmedilmez
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Zulmetmiş olan herkes bütün yeryüzüne malik olsaydı, azabı gördükleri zaman hepsi içten içe pişmanlık duyarak kendisini kurtarmak için onu feda ederdi; fakat aralarında hüküm adalet ile imza edilmiştir, hiçbirine zulmedilmez!
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Zulüm yapmış olan herkes, azabı görünce yeryüzündeki her şeyin sahibi olsa da, (o azaptan kurtulmak için) hepsini feda ederdi. Ve içten içe pişmanlık duyardı. Fakat aralarında adaletle hüküm verilir ve hiçbirine zulüm yapılmaz.
  • Fizilal-il Kuran

    Kendisine zulmetmiş olan herkes, o gün yeryüzünün bütün servetine sahip olsa bunu (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirdi. Onlar azabı gördükleri zaman pişmanlıktan donakalırlar. Haklarında adalet uyarınca hüküm verilir, kendilerine haksızlık edilmez.
  • Gültekin Onan

    Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.
  • Hasan Basri Çantay

    Zulmeden herkes, eğer yerde bulunan (bütün) eşyâye mâlik olsaydı, (azâbdan kurtulmak için) onu behemehal feda ederdi. Onlar azabı görünce peşîmanlıklarını açıklarlar. (Ne çare ki) aralarında, kendilerine haksızlık yapılmaksızın, adaletle hüküm olunmuşdur.
  • Hayrat Neşriyat

    Şübhesiz ki zulmeden (ve böylelikle cezâyı hak eden) her nefis yeryüzünde bulunan herşey, (kendisinin) olsaydı, (o azabdan kurtulmak için) onu kesinlikle fedâ ederdi. Ve azâbı gördüklerinde, için için pişmanlık duyarlar. Artık aralarında adâletle hüküm verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
  • İbni Kesir

    Yeryüzünde bulunan her şey, nefsine zulmeden kimsenin olsaydı, onu fidye verirdi. Azabı gördükleri zaman içlerinde pişmanlık duyarlar. Halbuki onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur.
  • Kadri Çelik

    Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlemeye çalışırlar. Onların arasında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
  • Muhammed Esed

    Haksızlık yapan herkes, dünyadaki her şey onun olsa, (o Gün) onu kurtulmak için fidye olarak verirdi. Ve (o zalimler kendilerini bekleyen) azabı görünce pişmanlıklarını gösterecek gücü (bile) kendilerinde bulamayacaklar. Yine de onlar hakkında adaletle yargıda bulunulacak; kendilerine zulmedilmeyecektir.
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Eğer zulmetmiş olan her şahıs için bütün yerde bulunanlar olsa idi elbette onları feda ederdi ve azabı gördükleri zaman için için nedâmette bulunmuş olurlar. Ve onların arasında adâletle hükmolunmuş olur ve onlar zulmolunmazlar.
  • Ömer Öngüt

    Nefsine zulmeden herkes, yeryüzünde ne varsa kendisinin olsaydı, onu fedâ etmek isterdi. Azabı gördükleri zaman da pişmanlıklarını gizlemeye çalışırlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.
  • Şaban Piriş

    Zulmetmiş herkes yeryüzündeki her şeyi fidye olarak vermek ister.. Azabı gördüklerinde pişmanlık duyarlar. Oysa onlara zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedilmiştir.
  • Suat Yıldırım

    Kendi nefsine zulmeden her kişi, dünyadaki bütün şeylere malik olsaydı bile, cezadan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirdi. Onlar cezaları olan azabı görünce içten içe duydukları pişmanlığı açığa vururlar. Ne çare ki, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, aralarında adaletle hüküm verilmiştir.
  • Süleyman Ateş

    (O zaman), kendisine zulmeden her kişi, yeryüzünde ne varsa hepsi kendisinin olsaydı (azâbdan kurtulmak için) onu fidye verirdi. Azâbı gördükleri zaman, içlerinde pişmanlık duyarlar, aralarında adâletle hükmedilir, asla haksızlığa uğratılmazlar.
  • Tefhim-ul Kuran

    Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.
  • Ümit Şimşek

    Zulmetmiş olan herkes, o gün dünyada ne varsa fidye olarak vermek ister. Azabı gördüklerinde için için pişmanlık duyarlar. Sonra kimseye bir haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hükmedilir.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Zulmetmiş her benlik, yeryüzündekiler kendinin olsa, kurtulmak için tümünü fidye verecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme uğratılmazlar!

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.