وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الأَرْضِ لاَفْتَدَتْ بِهِ وَأَسَرُّواْ النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ الْعَذَابَ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْقِسْطِ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ
ve lev
ve olsa
enne
gerçekten, muhakkak ki
li kulli nefsin
her nefs için, her nefsin, ona ait, onun
zalemet
zulmetti
mâ fî el ardı
yeryüzünde ne varsa
le iftedet
mutlaka feda ederdi (etti)
bi-hi
onu
ve eserrû
ve gizlediler, gizlice içlerinde hissettiler
en nedâmete
pişmanlıkları
lemmâ
olduğu zaman
reevu el azâbe
azabı görünce
ve kudıye
ve hükmedildi
beyne-hum
aralarında
bi el kıstı
adaletle
ve hum
ve onlar
lâ yuzlemûne
zulmedilmezler (haksızlığa uğratılmazlar)