اتَّخَذُواْ أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِّن دُونِ اللّهِ وَالْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَمَا أُمِرُواْ إِلاَّ لِيَعْبُدُواْ إِلَهًا وَاحِدًا لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
ittehazû
edindiler
ahbâra-hum
onların âlimleri, din adamları
ve ruhbâne-hum
ve onların rahipleri
erbâben
Rab'ler
min dûni allâhi
Allah'tan başka
ve el mesîha ibne meryeme
ve Meryem oğlu Mesih'i
ve mâ umirû
ve emrolunmadılar
illâ
ancak, ...’den başka
li ya'budû
kul olmaları
ilâhen
ilâh
vâhiden
tek olan, bir olan
lâ ilâhe
ilâh yoktur
illâ huve
ondan başka
subhâne-hu
o noksan sıfatlardan münezzehtir
ammâ (an mâ)
şeylerden
yuşrikûne
şirk koşuyorlar