وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنفِرُواْ كَآفَّةً فَلَوْلاَ نَفَرَ مِن كُلِّ فِرْقَةٍ مِّنْهُمْ طَآئِفَةٌ لِّيَتَفَقَّهُواْ فِي الدِّينِ وَلِيُنذِرُواْ قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُواْ إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ
ve mâ kâne
ve olmaz (uygun olmaz), gerekmez
el mu'minûne
mü'minler
li yenfirû
sefere çıkması, cihada çıkmaları
kâffeten
bütün, hepsi
fe
böylece
lev
eğer, ... olsa
lâ nefere
hepsinden, herbirinden, bütün
firkatin
fırka, topluluk
tâifetun
fî ed dîni
dîn hakkında, dîni
ve uyarmaları, inzar etmeleri için
kavimlerini
izâ receû
geri döndükleri zaman
ileyhim
onlara
lealle-hum
umulur ki böylece onlar
yahzerûne
hazer ederler, çekinirler