وَلاَ يُنفِقُونَ نَفَقَةً صَغِيرَةً وَلاَ كَبِيرَةً وَلاَ يَقْطَعُونَ وَادِيًا إِلاَّ كُتِبَ لَهُمْ لِيَجْزِيَهُمُ اللّهُ أَحْسَنَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
ve lâ yunfikûne
ve infâk etmezler, vermezler (ki)
nefakaten
bir nafaka
sagîraten
küçük
ve lâ
ve olmaz
kebîraten
büyük
ve
ve
lâ yaktaûne
geçmezler (ki)
vâdien
bir vadi
illâ
...’den başka, olmaz, olmasın
kutibe
yazıldı
lehum
onlara, onlar için, onların üzerine
lî yeczîye-hum allâhu
Allah'ın onları cezalandırması, mükâfatlandırması için (cezalandırma; negatif veya pozitif karşılık verme)
ahsene
en güzel
mâ kânû
oldukları şeyi
ya'melûne
yapıyorlar