وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْأَدْنَى دُونَ الْعَذَابِ الْأَكْبَرِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
ve le
ve elbette, mutlaka
nuzîkanne-hum
onlara tattıracağız
min el azâbi
azaptan
el ednâ
daha yakın
dûne
önce
el azâbi
azap
el ekberi
büyük
lealle-hum
umulur ki onlar
yerciûne
dönerler