إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ وَأَصْلَحُواْ وَاعْتَصَمُواْ بِاللّهِ وَأَخْلَصُواْ دِينَهُمْ لِلّهِ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا
illâ
...’den başka, hariç
ellezîne
onlar, ... olanlar
tâbû
tövbe ettiler
ve aslehû
ve nefsini ıslâh ettiler, nefs tezkiyesi yaptılar
ve ı'tesamû
ve tutunup sarıldılar
bi allâhi
Allah'a
ve ahlesû
ve halis kıldılar
dîne-hum
onların dînleri, dînleri
li allâhi
Allah'a, Allah için
fe
işte
ulâike
işte onlar
mea
beraber
el mu'minîne
mü'minler
ve sevfe
ve yakında
yu'ti
verecek
allâhu
Allah
el mu'minîne
mü'minler
ecran
ecr, karşılık, mükâfat
azîmen
azîm, büyük