يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقَيرًا فَاللّهُ أَوْلَى بِهِمَا فَلاَ تَتَّبِعُواْ الْهَوَى أَن تَعْدِلُواْ وَإِن تَلْوُواْ أَوْ تُعْرِضُواْ فَإِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
yâ eyyuhâ
ey
ellezîne
onlar, ... olanlar
âmenû
âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
kûnû
olun
kavvamîne
himaye edenler, hakkıyla yerine getirenler
bi el kıstı
adaleti
şuhedâe
şahitler
li allâhi
Allah için
ve lev
ve eğer, olsa bile
alâ enfusı-kum
kendi nefslerinize, kendinize
ev
veya
el vâlideyni
ana-baba
ve el akrabîne
ve yakınlar, akrabalar
in
eğer, ...da olsa
yekun
olur
ganiyyen
zengin
ev
veya
fakîran
fakir
fe
o taktirde, oysa, halbuki
allâhu
Allah
evlâ
daha yakın
bi-himâ
ikisine
fe
o taktirde, oysa, halbuki
lâ tettebiû
tâbî olmayın, uymayın
el hevâ
hevesler, nefsin istekleri
en
olmak
ta'dilû
adaletle davrama
ve in
ve eğer, olsa, ise
telvû
dilinizi eğip bükersiniz, sözü değiştirirsiniz, doğruyu söylemezsiniz
ev
veya
tu'rıdû
yüz çevirirsiniz
fe
bundan sonra
inne
muhakkak
allâhe
Allah
kâne
oldu, ...dır
bi mâ
şeyi
ta'melûne
yapıyorsunuz
habîran
haberdar olan