وَوَرِثَ سُلَيْمَانُ دَاوُودَ وَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ عُلِّمْنَا مَنطِقَ الطَّيْرِ وَأُوتِينَا مِن كُلِّ شَيْءٍ إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَضْلُ الْمُبِينُ
ve varise
ve varis oldu, mirasçı oldu
suleymânu
Süleyman
dâvûde
Davut
ve kâle
ve dedi
yâ eyyuhâ
ey
en nâsu
insanlar
ullim-nâ
bize öğretildi
mentıka
nutuk, dil, lisan
et tayrı
kuşlar
ve ûtî-nâ
ve bize verildi
min kulli şey'in
herşeyden
inne
muhakkak
hâzâ
bu
le huve
muhakkak ki o
el fadlu
fazl, üstünlük
el mubînu
apaçık