إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاء وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُم بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ
in
eğer, şâyet, olsa
yeskafû-kum
sizi yakalarlar, ele geçirirler
yekûnû
olurlar
lekum
sizin için, size
a'dâen
düşman
ve yebsutû
ve uzatırlar
ileykum
size
eydiye-hum
onların elleri, elleri
ve elsinete-hum
ve onların dilleri, dilleri
bi es sûi
kötülük ile
ve veddû
ve temenni ettiler, istediler
lev tekfurûne
keşke inkâr etseniz