يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
yâ eyyuhâ
ey
en nebiyyu
peygamber
izâ câe-ke
size geldiği zaman
el mu'minâtu
mü'min kadınlar
yubâyı'ne-ke
sana biat ederler
alâ
üzerine, ...e
en lâ yuşrikne
(kadınların) ortak koşmaması
bi allâhi
Allah'a
şey'en
bir şey
ve lâ yesrıkne
ve (kadınların) hırsızlık yapmaması
ve lâ yeznîne
ve (kadınların) zinada bulunmaması
ve lâ yaktulne
ve (kadınları) öldürmemesi
evlâdehunne
(kadınların) evlâtları, çocukları
ve lâ ye'tîne
ve (kadınların) getirmemesi, yapmaması
bi buhtânin
bühtan ile, çirkin bir yalanla
yefterîne-hu
onu uydurur, iftira eder
beyne
arasında
eydîhinne
(kadınların) elleri
ve erculihinne
ve (kadınların) ayakları
ve lâ ya'sîne-ke
ve (kadınlar) sana asi olmasınlar
fî ma'rûfin
maruf bir iş konusunda
fe
o zaman, artık
bâyı'hunne
onlarla biatleş, (kadınların) biatlerini kabul et
ve istagfir
ve mağfiret dile
lehunne
onlar (kadınlar) için
allâhe
Allah
inne allâhe
muhakkak ki Allah
gafûrun
gafûr olan, mağfiret eden (günahları sevaba çeviren)
rahîmun
rahîm olan, Rahîm esması ile tecelli eden