1. 18. Ayeti

وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ الْآزِفَةِ إِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِمِينَ مَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ حَمِيمٍ وَلَا شَفِيعٍ يُطَاعُ

  • ve enzir-hum

    ve onları uyar

  • yevme el âzifeti

    yakın olan gün, yaklaşan gün

  • iz(i)

    o zaman, olduğu zaman

  • el kulûbu

    kalpler

  • ledâ

    yanında

  • el hanâciri

    hançereler (boğaz, gırtlak)

  • kâzımîne

    korkmuş olarak, korkuyla

  • yoktur

  • li ez zâlimîne

    zalimlere, zalimler için

  • min

    den

  • hamîmin

    samimi dost, yakın dost

  • ve lâ

    ve yoktur

  • şefîin

    şefaatçi

  • yutâu

    tâbî olunur, hatırı geçer, sözü kabul edilir

MU'MİN suresi - 18. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Ve onları, yaklaşmakta olan o günle korkut, o gün, korkudan yürekler, ağızlara gelir, gönüller, dertle dolar, zâlimlere ne yardımı dokunacak bir dost bulunur, ne şefâati kabûl edilecek bir şefâatçi.
  • Abdullah Parlıyan

    Onları yaklaşmakta olan kıyamet günü ile korkut. O gün yürekler gırtlaklara dayanır, o gün yaratılış gayesi dışında yaşantı sürdürenler ne bir dost bulacaklar, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.
  • Adem Uğur

    Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.
  • Ahmed Hulusi

    Yaklaşan ölüm süreci ile onları uyar! O zaman gamla dolu olarak yürekleri gırtlaklarına dayanmıştır! Zâlimlerin ne bir dostu ve ne de itaat ederse (kurtaracak) bir şefi vardır.
  • Ahmet Tekin

    Yaklaşmakta olan gün dolayısıyla onları uyar. O an, yürekler gırtlaklara dayanır. Dehşet içinde yutkunup dururlar. İnkâr ile, isyan ile baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlimlerin ne dostu, ne de sözü dinlenen bir aracısı, bir şefaat edeni vardır.
  • Ahmet Varol

    Onları yaklaşan güne karşı uyar ki, (o zaman) yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimlerin ne bir dostları ne de sözü dinlenir şefaatçileri olur.
  • Ali Bulaç

    Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.
  • Ali Fikri Yavuz

    (Ey Rasûlüm, o müşrikleri gelmesi yakın) kıyamet günü ile korkut. O vakit kalbler, hüzünle dolu olarak gırtlaklara çıkmış yutkunur dururlar. Kâfirlerin ne bir yakını var, ne de şefaatı makbul bir şefaatçisi...
  • Bayraktar Bayraklı

    Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Yürekler gırtlaklara dayanacaktır, habire yutkunacaklar. Zâlimlerin ne bir dostu, ne de sözü dinlenir yardımcıları olacaktır.
  • Bekir Sadak

    Onlari, yureklerin agiza gelecegi, tasadan yutkunacaklari yaklasan kiyamet gunu ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sozu dinlenecek sefaatcisi olur.
  • Celal Yıldırım

    Onları yaklaşmakta olan gün (Kıyamet) ile uyar. Yürekler yutkuna yutkuna gırtlaklara dayanır o gün. Zâlimler için ne sıcak bir dost, ne de sözü dinlenir bir şefaatçi vardır.
  • Cemal Külünkoğlu

    Yaklaşmakta olan (kıyamet) günü konusunda onları uyar! O gün yürekler gırtlaklara kadar gam ve tasa ile dolmuştur. Zalimlerin (onları azaptan kurtaracak) ne yakın bir dostu, ne de (sözü) dinlenir bir şefaatçisi vardır.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Onları, yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları, yaklaşan kıyamet günü ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenecek şefaatçisi olur.
  • Diyanet Vakfi

    Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.
  • Edip Yüksel

    Onları yaklaşan gün hakkında uyar, o zaman yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunurlar. Zalimler için ne bir dost ne de sözü dinlenir bir şefaatçı vardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Hem haber ver onlara o yaklaşan felâket gününü: O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmış yutkunur da yutkunurlar; zalimler için ne ısınacak bir hısım vardır, ne dinlenecek bir şefi.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Bir de o yaklaşan felaket gününü onlara haber ver ki, o zaman yürekleri gırtlaklara dayanmış yutkunur da yutkunurlar. Zalimler için ne ısınacak bir hısım (ne sıcak bir yakın) vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi!
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.
  • Fizilal-il Kuran

    Ey Muhammed! Onları yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları yaklaşan Kıyamet günü ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenecek şefaatçisi olur.
  • Gültekin Onan

    Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman kalpler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.
  • Hasan Basri Çantay

    Onlara o yakın günün tehlikesini anlat. O zaman yürekleri — gamla dolu ve herkes ebsem olarak — ta gırtlakların yanındadır. Zaalimlerin ne müşfik bir yakın, ne de (şefaati) dinlenebilecek bir aracısı yokdur.
  • Hayrat Neşriyat

    (Ey Resûlüm!) Onları o yaklaşan gün ile korkut! Çünki (amellerin ortaya saçılacağı o gün) yürekler, kederle yutkunan kimseler olarak gırtlaklara dayanmıştır! Zâlimler için ne bir dost, ne de (himâyesi) kabûl edilir bir şefâatçi bulunur!
  • İbni Kesir

    Onları yaklaşan gün ile uyar. O zaman ki; yürekler ağızlara gelecek, tasadan yutkunacaklar. Zalimlerin ne dostu, ne de dinlenecek şefaatçısı olur.
  • Kadri Çelik

    Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyarıp korkut; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne de sözü yerine getirebilir bir şefaatçi vardır.
  • Muhammed Esed

    Bu sebeple, onları yüreklerin boğulurcasına gırtlağa dayanacağı o yaklaşan Gün'e karşı uyar! (o Gün) zalimler ne bir dost bulacaklar, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Ve onları o yakın gün ile korkut. O vakit ki, yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur. Zalimler için ne bir yakın dost vardır, ne de itaat olunacak bir şefaatçi vardır.
  • Ömer Öngüt

    Resulüm! Onları o yaklaşan güne karşı uyar. Öyle bir gün ki, yürekleri ağızlarına gelir ve kederlerinden yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne bir dostu ne de sözü dinlenecek bir şefaatçısı vardır.
  • Şaban Piriş

    Onları, iyice yaklaşan, korkudan yüreklerin ağza geldiği, gün ile uyar. Zalimler için bir koruyucu ve sözü dinlenen bir şefaatçi de yoktur.
  • Suat Yıldırım

    Onları, yaklaşan müthiş güne karşı uyar! Yürekler ağıza gelir, yutkunur da yutkunurlar. O zalim kâfirlerin ne dostları, ne de sözüne itibar edilir şefaatçileri olmaz.
  • Süleyman Ateş

    Onları yaklaşan güne karşı uyar. Zira (o gün) yürekler, (korkudan âdetâ yerinden sökülüp) gırtlaklara dayanmıştır; (kederlerini) yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne bir dostu, ne de sözü tutulur bir aracıları yoktur.
  • Tefhim-ul Kuran

    Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyarıp korkut; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne de sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.
  • Ümit Şimşek

    Onları o yakın gün hakkında uyar ki, o vakit yürekler ağızlara gelir, yutkunur dururlar. Artık zalimler için ne bir candan dost bulunur, ne de sözü dinlenir bir şefaatçi.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Onları, yaklaşan felaket günü hakkında uyar! Yürekler gırtlaklara dayanmıştır; habire yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir şefaatçıları.

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.