قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ هَلْ تَنقِمُونَ مِنَّا إِلاَّ أَنْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلُ وَأَنَّ أَكْثَرَكُمْ فَاسِقُونَ
kul
de, söyle
yâ ehle el kitâbi
ey Kitab ehli, kitab sahipleri
hel
mi?, mı?
tenkımûne
çekemiyorsunuz, beğenmiyorsunuz
min-nâ
bizden, bizi
illâ
ancak, sadece ...'den başka
en âmennâ
âmenû olmamız (iman etmemiz)
bi allâhi
Allâh'a (cc.)
ve mâ unzile ileynâ
ve bize indirilen şeye
ve mâ unzile
ve indirilene
min kablu
önceden, daha önce
ve enne
ve muhakkak ki
eksere-kum
sizin çoğunuz
fâsıkûne
fâsıklar