الْيَوْمَ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَطَعَامُ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ حِلٌّ لَّكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلُّ لَّهُمْ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ مُحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَافِحِينَ وَلاَ مُتَّخِذِي أَخْدَانٍ وَمَن يَكْفُرْ بِالإِيمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ
el yevme
bugün
uhılle
helal kılındı
lekum(u)
sizin için, size
et tayyibâtu
güzel ve helâl olanlar
ve taâmu
ve yemek
ellezîne
o kimseler, onlar
utû el kitâbe
kitab verildiler
hıllun lekum
sizin için, size helal
ve taâmu-kum
ve sizin yemeğiniz
hıllun lehum
onlara helâl
ve el muhsanâtu
ve iffetli - namuslu kadınlar
min el mu'minâti
mü'min kadınlardan
ve el muhsanâtu
ve iffetli , namuslu kadınlar
min ellezîne
o kimselerden, onlardan
ûtû el kitâbe
kitab verildiler
min kabli-kum
sizden önce
izâ âteytumû-hunne
onlara verdiğiniz zaman
ucûre-hunne
onların mehirlerini
muhsınîne
muhsinler, iffetli olanlar
gayra musâfihîne
zinâ yapmaksızın
ve lâ muttehızî
ve edinmeyenler
ehdânin
gizli dostlar
ve men yekfur
ve kim inkar eder
bi el îmâni
imanı
fe kad habita
artık boşa gitmiştir
amelu-hu
onun ameli
ve huve
ve o
fî el âhırati
ahirette
min el hâsirîne
hüsranda olanlardan, hüsrana uğrayanlardan