وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنكَ مَالًا وَأَعَزُّ نَفَرًا
ve kâne
ve oldu
lehu
onun, onun vardır
semerun
ürün, servet
fe
böylece, artık
kâle
dedi
li
e
sâhıbi-hi
onun arkadaşı
ve huve
ve o
yuhâviru-hû
onunla konuşuyor
ene
ben
ekseru
daha çok
min-ke
senden
mâlen
mal bakımından
ve eazzu
ve daha azîz, daha üstün
neferen
fertler bakımından