لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاء اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
lekad
andolsun ki
sadaka allâhu
Allah doğruladı
resûle-hu
onun resûlü
er ru'yâ
rüya
bi el hakkı
hak ile, hak olduğunu
le tedhulunne
siz mutlaka gireceksiniz
mescide el harâme
Mescid-i Haram (Kâbe)
in şâe allâhu
eğer Allah dilerse
âminîne
emin olarak
muhallikîne
tıraş edilmiş olarak
ruûse-kum
başlarınız
ve mukassirîne
ve (saçlarınız) kısaltmış olarak
lâ tehâfûne
korkmadan, korkusuzca
fe
böylece, fakat
alime
bildi
mâ
şey
lem ta'lemû
siz bilmiyorsunuz, sizin bilmediğiniz
fe
böylece, bu sebeple, bunun için
ceale
kıldı, yaptı
min dûni zâlike
bundan başka
fethan
fetih
karîben
yakın