هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاء مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَؤُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاء لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
hum
onlar
ellezîne
o kimseler
keferû
inkâr ettiler
ve saddû-kum
ve sizi men ettiler, mani oldular
anil mescidil harâmi
Mescid-i Haram'dan
ve el hedye
ve kurbanlık hayvanlar
ma'kûfen
bekletilen
en yebluga
ulaşmak
mahılle-hu
onun mahalli (kesim yeri)
ve lev lâ
ve eğer olmasa (bulunmasa)
ricâlun
erkekler
mu'minûne
mü'min
ve nisâun
ve kadınlar
mû'minâtun
mü'min
lem ta'lemû-hum
onları henüz bilmiyorsunuz
en tetaû-hum
onları helâk etmeniz
fe tusîbe-kum
o zaman, bu sebeple, bu yüzden size isabet eder
min-hum
onlardan
maarratun
muarrat, meşakkat, sıkıntı
bi gayri
olmaksızın, olmadan
ilmin
ilim, bilgi
li
için, diye
yudhıle allâhu
Allah dahil eder
fî rahmeti-hî
rahmetinin içine, rahmetine
men
kimse
yeşâu
diledi
lev
eğer
tezeyyelû
birbirinden ayrıldılar
le
mutlaka
azzebnâ
azaplandırdık
ellezîne
o kimseler, onlar
keferû
inkâr ettiler
min-hum
onlardan
azâben
azap
elîmen
elîm, acı