بَلْ ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَنقَلِبَ الرَّسُولُ وَالْمُؤْمِنُونَ إِلَى أَهْلِيهِمْ أَبَدًا وَزُيِّنَ ذَلِكَ فِي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنتُمْ قَوْمًا بُورًا
bel
hayır, bilâkis, aksine
zanen-tum
siz zannettiniz
en len yenkalibe
asla dönmeyecekler
er resûlu
resûl
ve el mû'minûne
ve mü'minler
ilâ ehlî-him
ehillerine, ailelerine
ebeden
ebediyen
ve zuyyine
ve süslü, güzel, çekici kılındı
zâlike
işte bu, bu
fî
içinde, de
kulûbi-kum
sizin kalpleriniz
ve zanen-tum
ve siz zannettiniz
zanne es sevi
kötü bir zanla
ve kuntum
ve siz oldunuz
kavmen
bir kavim
bûren
helâk olucu