إِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ غَرَّ هَؤُلاء دِينُهُمْ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ فَإِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
iz yekûlu
diyorlardı
el munâfikûne
münafıklar
ve ellezîne
ve o kimseler, onlar
fî kulûbi-him
kalplerinde vardır
maradun
hastalık
garra
aldattı, kandırdı
hâulâi
bunlar
dînu-hum
onların dîni, kendilerinin dîni
ve men
ve kim
yetevekkel
tevekkül eder
alâllâhi (alâ allâhi)
Allah'a
fe inne allâhe
o zaman,o takdirde muhakkak ki Allah
azîzun
azîz, izzet sahibi, üstün
hakîmun
hakim, hüküm ve hikmet sahibi