قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَى أَن يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِّن فَوْقِكُمْ أَوْ مِن تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعاً وَيُذِيقَ بَعْضَكُم بَأْسَ بَعْضٍ انظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ
kul
de, söyle
huve
o
el kâdiru
kaadir, muktedir, gücü yeter
alâ
üzerine, ...e
en yeb'ase
göndermeye
aleykum
sizin üzerinize
azâben
bir azap
min fevkı-kum
sizin üstünüzden
ev min tahti
veya altından
erculi-kum
sizin ayaklarınız
ev yelbise-kum
veya sizi (birbirinize) katar
şiyean
kısım kısım, bölük bölük
ve yuzîka
ve tattırır
ba'da-kum
sizin bir kısmınız
be'se
şiddet, hınç
ba'dın
bazı, bir kısmı
unzur
bak
keyfe
nasıl
nusarrıfu
açıklıyoruz
âyâti
âyetler
lealle-hum
umulur ki böylece onlar
yefkahûne
fıkıh ederler, idrak ederler