وَإِذْ فَرَقْنَا بِكُمُ الْبَحْرَ فَأَنجَيْنَاكُمْ وَأَغْرَقْنَا آلَ فِرْعَوْنَ وَأَنتُمْ تَنظُرُونَ
ve iz
ve olduğu zaman, olmuştu
faraknâ
biz ayırdık, yardık
bi-kum
size, sizin için
el bahre
deniz
fe
o zaman, böylece
enceynâ-kum
biz sizi kurtardık
ve agraknâ
ve biz boğduk
âle fir'avne
firavun ailesi
ve entum
ve siz
tenzurûne
bakıyorsunuz, görüyorsunuz