وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاء وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ
vektub (ve uktub)
ve yaz
lenâ
bize
fî hâzihi ed dunyâ
bu dünyada
haseneten
hasene, iyilik (derecat kazandıran ameller)
ve fî el âhırati
ve ahirette
innâ
gerçekten biz
hud-nâ
tövbe edip döndük, yöneldik
ileyke
sana
kâle
dedi
azâbî
azabım
usîbu
isabet ettiririm
bi-hî
ona
men eşâu
dilediğim kimseye
ve rahmetî
ve rahmetim
vesiat
kapsadı, kuşattı, (geniştir) içine aldı
kulle şey'in
herşeyi
fe se ektubu-hâ
böylece onu yazacağım
li ellezîne
o kimselere
yettekûne
takva sahibi olurlar
ve yu'tûne ez zekâte
ve zekâtı verirler
vellezîne (ve ellezîne)
ve o kimseler ki, onlar ki
hum
onlar
bi âyâti-nâ
âyetlerimize
yu'minûne
iman ederler, inanırlar (mü'minlerdir)