يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَاءتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا وَجُنُودًا لَّمْ تَرَوْهَا وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا
yâ eyyu-hâ
ey
ellezîne
o kimseler, onlar
âmenû
îmân edenler (Allah'a ulaşmayı dileyenler)
uzkurû
hatırlayın
ni'metallâhi (ni'mete allâhi)
Allah'ın ni'meti
aleykum
sizin üzerinize
iz câet-kum
size gelmişti
cunûdun
ordular, askerler
fe
o zaman
erselnâ
gönderdik
aleyhim
onlara, onların üzerine
rîhan
rüzgâr
ve cunûden
ve ordular, askerler
lem terev-hâ
siz onu görmediniz (göremediniz)
ve kânallâhu (kâne allâhu)
ve Allah oldu
bimâ
şeyi, şeyleri
ta'melûne
yapıyorsunuz
basîren
gören